top of page

Amerika'ya Taşınmamın 3. Ayı ve Öğrendiklerim

  • Writer: as-ozcelik
    as-ozcelik
  • Dec 1, 2017
  • 2 min read

Sevgili okurlar! Bugün, pılımızı pırtımızı toplayıp San Diego'ya taşınmamızın tam 3. ayı. Ben de, çoğunluğun düşündüğü gibi, buraya yerleşir yerleşmez her gün 6'da kalkıp işten önce sörf yapacağımı, haftanın birkaç günü Las Vegas'ta kumar oynayacağımı ve haftasonlarımı okyanus manzaralı barlarda güneş batımına karşı kokteylimi yudumlayarak geçireceğimi düşünmüştüm. Fakat, bunların dünyanın neresinde olursanız olun, yalnızca o şehirde turistseniz yapabileceğiniz aktiviteler olduğunu farketmem uzun sürmedi ve kendimi fazlasıyla koşuşturmacalı bir hayatın içerisinde buldum. Hem okuyor hem çalışıyor olmamdan ötürü, kısa sürede birçok insan tanıma fırsatı buldum ve çok farklı hayatlara dahil oldum. Ve bugün, 3 ayın sonunda, sanki senelerdir buradaymışım gibi hissediyorum. Her ne kadar kendimi Türklük ile fazlasıyla özdeşleştirmesem de, her geçen gün, içerisinde büyüdüğüm toplumun ve kültürün değerlerini, düşündüğümden çok daha fazla taşıdığımı farkediyorum. Yeşil ışık yanar yanmaz kornaya abanıyor, süpermarket alışverişi yaparken ister istemez fiyatları 4 ile çarpıyor, ya sağımdaki solumdaki kontrolünü kaybedip de çarparsa diye sörf tahtamı koltuk altıma sıkıştırıp sahilde sinsi sinsi insanların denizden çıkmasını bekliyorum. Otopark kurallarına alışamadım, "Only Customers" yazan her süpermarket otoparkına park ediveriyorum. Ceza yiyince de, tipik bir türk savunması olarak "Bir beni görüyorsunuz" diyiveriyorum polis amcalara. Diyeceğim o ki, oturuşumla, kalkışımla, konuşmam ve tepkilerimle, burada fazlasıyla sırıttığıma eminim. Fakat alışıyorum. Doğma büyüme bir İstanbul'lu olarak, büyük bir kin ile ayrıldığım ülkeme dair birçok şeyi özlesem de, doğru şeyi yapmış olmanın verdiği iç rahatlığı ile buradaki hayata adapte oluyorum. Evet, "Ebru Gündeş evleniyormuş" tarzı varoş muhabbetler açmayı, geç saatlerde yapılan battaniyeli çaylı balkon sohbetlerini ve sokak satıcılarından kestane almayı çok özlüyorum. Fakat, eski hayatımı her özlediğimde, ister Kenya'da, isterseniz Venezuela'da olun, bulunduğunuz yeri güzelleştiren ve sevmenizi sağlayan şeyin yanınızdakiler olduğunu kendime hatırlatıyorum. Zamanla burada da, tıpkı Türkiye'de olduğu gibi çok kıymetli insanlar ve anılar biriktireceğimi biliyorum.

3 ay henüz çok kısa bir süre. Eminim, birçok konuda fikrim ve görüşlerim değişecektir. Fakat, ben Amerika'ya yerleşmeden önce, yerleşmiş olan birilerinin tavsiye ve deneyimlerine fazlasıyla ihtiyaç duymuştum. Dolayısıyla, bu günden itibaren, burada edindiğim deneyimleri düzenli olarak yerleşme düşüncesinde olanlarla paylaşmaya çalışacağım. Eğer gerçekten Türkiye'yi terketmek istiyorsanız, umarım en kısa zamanda bir fırsat yaratabilirsiniz

Son Yazılar
bottom of page